Niğde Sağlık İl Müdürü Dr. Koray Okur, kişilerin elle anlayamayacağı, doktor muayenesi ve ultrasonla anlaşılan gizli fıtığa karşı uyardı.
Kasık bölgesinde ağrının fıtığa işaret olduğunu belirten Dr. Okur, “Fıtıkta genellikle kasık bölgesinde, karnın ön duvarında şişkinlikle başvurulur. Biz bu şişkinliği, ilk bulguları bildiğimiz için hastalar bu oluştuğu zaman genellikle doktora gelir. Tabii bu önem arz etmekte. Bir de hasta, hiçbir şişkinlik olmadan, sadece kasık bölgesinde ağrı veyahut da karın alt bölgesinde ağrıdan şikâyet ettiğinde de geliyor. Sadece ağrıyla gelen hastada bu nasıl fıtık oluyor? İşte biz burada gizli fıtıktan bahsediyoruz. Yani gizli fıtık, diğer bir tabiriyle çok küçük, kişinin dışarıdan elle anlayamayacağı ancak bir doktor muayenesiyle belli olabilen veyahut da bir ultrason tetkikiyle ortaya konabilen fıtıklar, bunlar özellik arz etmekte. Bize gelen hastaların özellikle gençlerde yüzde 80-90’ı kasık bölgesi ağrısıyla, hiçbir şişlik, hiçbir orada bir kabarıklık görmüyor, hasta sadece bununla geliyor. Ama bizim muayenemizde ve de ultrason tetkiklerimizde bunu tespit ediyoruz ve hasta şaşırıyor. Bize belirti olarak sadece şişlik değil, ağrı yakınması bile bir fıtık belirtisi olabiliyor" dedi.
Hastalığın ötelenmesinin telafisi zor sıkıntılara sebep olabileceğini belirten Dr. Okur, “Bizim için çok önemli olan, kişi fıtığını bilir, fıtık olduğunu bilir, şişliği bilir önemsemez. Her hastalıkta olduğu gibi toplumuzda da en yaygın kanı bana bir şey olmaz, biraz daha hayatımı bununla geçireyim gibi öteleme, ihmal gibi durumlar ileride gerçekten telafisi zor sıkıntılara sebep oluyor. Hasta günün birinde ani bir öksürme, ani bir kabızlık hareketi, ani bir basınç arttırmak, ağır kaldırma sırasında bu bildiği fıtık biranda çıkmakta ve sıkışmakta... İçine tabii organ girmekte ve sıkışmakta. Bu sıkışma sonrasında ani kangren, dolaşım bozukluğu, bağırsağın kangren olması ve acil şartlarda ameliyatlar, bağırsak rezeksiyonu dediğimiz bağırsağın kesilmesi yani tedavisi çok zor ve komplikasyonları kötü pozisyonlara gidebiliyor. İşte o yüzden hastalarımızdan istediğimiz bu tür belirtiler oluştuğu anda bir an önce diğer hastalıklarda olduğu gibi, hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi erken teşhis özellikle tedavi de çok kolaylıklar oluşturuyor. Ama geç gelinmesi, ihmal edilmesi tedavileri maalesef zorlaştırmakta, komplikasyonları, hastanede uzun kalışları arttırmakta” şeklinde konuştu.
Uygulanacak ameliyat hakkında bilgi veren Dr. Okur, “Ameliyatı da, fıtık bölgesinin yırtılan alanın tamiri. Tabii bu değişik yöntemlerle olmakta. Cerrahi teknik var ama biz de genellikle yamalı yöntem (prolen mesh takviye) oraya sentetik materyaller yerleştiriyoruz. Tabii kişiden kişiye bazı zaman prolen meshin reaksiyon yapması veyahut da hastada rahatsızlık, ağrılara sebep olması nedeniyle normal takviye dediğimiz normal ipliklerle yaptığımız pronen veyahut da vikril materyallerle yaptığımız tamir işlemleri de var. Bu şekilde hasta ömür boyu rahat bir şekilde hayatını geçirmekte. Zaman zaman ameliyattan sonra ağrılar oradaki sinirlerin kesilmesinden dolayı zaman zaman hastalar duyu sinirini keçeleşme, uyuşukluk, hafif ağrı, kasılma gibi ufak şikayetler belirtebilirler. Bunlar ameliyatın iyileşmesi periyodunda 6 ay 1 sene içerisinde kaybolabilen belirtiler ama çoğunlukla hasta memnun kalıyor. Bizim cerrahi açıdan önem arz ettiğimiz bir nokta da tedavinin, fıtık onarımının iyi yapılması, iyi yerlerde yapılması. Çünkü fıtık eğer iyi onarılmazsa, iyi tedavisi yapılmazsa tekrar oluşmakta, bu bizim hiç istemediğimiz bir durum. Çünkü ikinci cerrahi operasyonlar her zaman hem risk açısından hem de oradaki dokuların anatomik özelliğini kaybetmesinden dolayı, onarımlarının güçleşmesi, yumurtalığa giden kanallar var o kanalların zarar görmesi, yumurtanın alınmak zorunda kalınması gibi daha ileri bulgulara sebep olmakta. Bunları engellemek için iyi bir teknik, iyi bir ameliyat yapılması gerekir” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın