Niğde Sağlık İl Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Doğan Bahadır İnan, “2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası münasebetiyle yaptığı açıklamada, Lösemi, yani kan kanseri; normalde farklı tiplerde kan hücrelerine dönüşecek olan hücrelerden köken alan ve çocukluk çağında en sık görülen kanser türü olduğunu belirtti.
Lösemi zamanla yarışan bir hastalıktır ve erken tanının önemli olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi İnan; “ Lösemi, yani kan kanseri; normalde farklı tiplerde kan hücrelerine dönüşecek olan hücrelerden köken alan ve çocukluk çağında en sık görülen kanserdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (IARC) verilerine göre; 2022 yılında Dünyada 0-14 yaş aralığında 64.566vaka sayısı ile çocukluk çağında görülen tüm kanserlerin üçte birini (%31,9) oluşturmuştur. Ülkemizde de dünya ile benzer biçimde tüm çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık üçte birini (%34,3) lösemiler oluşturmaktadır. Lösemi zamanla yarışan bir hastalıktır ve erken tanı bu yüzden çok önemlidir. Lösemiye neden olan atipik hücrelerin üreme hızları, diğer kanser türlerindeki hücrelerin üreme hızlarına göre çok daha hızlıdır ve tümör yükünü saatler içinde katlayarak artırırlar. Bu da hastanın hayatını ciddi şekilde tehdit edebilir” dedi.
Niğde Sağlık İl Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Doğan Bahadır İnan; “ Akut lösemide tanı ve tedavi uygulamalarındaki yenilikler, destek tedavilerinin gelişmesi ve daha etkili ilaç birlikteliklerinin uygulamaya girmesi gibi son yirmi yıldaki gelişmeler; hastaya özgü tedavilerin seçilebilmesini ve daha uzun süre yaşama şansı verirken diğer yandan daha az kemoterapi toksisitesi sağlamaktadır. Bazı lösemi tiplerinde hasta çocukların %80-90'ı tekrarlama olmadan, 5 yıl süre ile sessiz kalabilmekte ve bu hastaların tamamen iyileşmesi ile sonuçlanabilmektedir. Çocukluk yaş grubunda lösemi, başlangıç evresinde bulgu verebileceği gibi ender olarak ilk dönemlerinde bariz bulgu vermeden de seyredebilir. Löseminin erken teşhisi için yaygın olarak kullanımı önerilen bir kan tetkiki veya diğer tarama testleri bulunmamakta olup çocuklarda nüfusa dayalı tarama programlarını destekleyen yüksek kalitede kanıt yoktur. Çocuğun doktora gitmesini sağlayacak belirtilere yol açtığında çocukluk çağı lösemilerine tanı konabilmektedir. Başvuru sonrası hekimler tanı koyma sürecinde lösemiye işaret edebilecek kan testlerini uygularlar. Lösemileri erken saptamanın en iyi yolu, söz konusu hastalığın olası belirtilerini gözden kaçırmamaktır. Dolayısıyla ebeveynlerin farkındalığının artması hayat kurtarıcı rol oynamaktadır. Tanı, esasen hastanın şikâyet ve muayene bulguları değerlendirilirken lösemi ihtimalinin göz önünde bulundurulmasına dayanır. Çocukluk çağı lösemilerinin en sık başvuru bulgularının hastayı ilk gören hekim tarafından bilinir olması hastanın vakit kaybetmeden tanı ve tedaviye ulaşmasını sağlamada en önemli faktördür” diye konuştu.
Çocukluk çağı lösemilerinin, yaşam tarzı ve çevre ile ilgili olası sebeplerinin çok az olduğunu söyleyen İnan; “ Belirtilerden birçoğunun lösemi dışı herhangi başka bir sebepten de kaynaklanabileceği ve aslında bu ihtimalin daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Ancak, anılan belirtilerin var olması halinde bir hekim tarafından kontrol edilerek olası nedenin saptanması ve tedavinin düzenlenmesi önem arz etmektedir. Çocukluk çağı lösemilerinin, yaşam tarzı ve çevre ile ilgili olası sebepleri çok azdır. Bu nedenle çoğu durumda anne-baba ve çocukların bu kanserleri önlemek için bireysel bazda yapılabilecekler sağlıklı yaşam bileşenleri ile sınırlıdır” dedi.
Yorum Yazın