© Niğde'de Bugün 2022 ® ©

Kömür Karası Değil, Ekmek Parası

 

Sevdiklerini ve ailelerini memleketlerinde bırakarak ekmek parası için Nisan aylarının başında çalışmaya gelen işçiler, Niğde Altunhisar ilçesi, Hasandağı Ulukışla Köyü Üzümlü mevkiinden kurdukları çadırlarda ekmek mücadelesi veriyor.

Atalarından kalma, yaklaşık 200 yıllık doğal yöntemlerle odun kömürü üreten işçiler, Orman İşletme Müdürlüğünce belirlenen bölgelerden elde ettikleri meşe odununu mangal kömürüne dönüştürüyor. Mardin ilinden gelen orman işçileri çadır kurdukları yere yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta dağın sırtında topladıkları meşe odunlarını  mangal kömürü yaparak ekmek parası kazanmak için mücadele ediyorlar.

Günün ilk ışıklarıyla mesaiye başlayan ve 7 kilometre uzaklıkta bulunan meşe odunlarının toplayarak çalışma alanına getiren erkek ve kadınların kimi motorlu testereyle kimi ise tahra yardımıyla mangallık kömür yapmak için meşe kesiyor. Yaklaşık 60 ton odundan ancak 15 ton mangal kömürü elde eden işçiler, yazın kavurucu sıcaklarda ateş karşısında duman ve ise aldırış etmeden ekmek parası kazanmaya çalışıyor. Çocukların da anne ve babalarına yardım ettiği bu zorlu yaşamda çadırlarda kalan erkek ve kadınlar da günlük işleriyle, yemek yaparak ve zaman zaman eşlerine yardım ederek günlerini geçiriyor.

Yaklaşık 750 kilometre uzaklıktan Mardin ilinden Niğde’ye ekmek parası kazanmak için gelen Odun Kömür Üreticisi Selahattin Yetiştiren  (24), “Yüzümüzün karası hiçbir zaman eksik olmuyor. Yaptığımız işin riskleri var, sonuçta ormanda çalışıyoruz. Kurduğumuz ocaklarda ateş çıkmaması ve emeğinin ziyan olmaması için sabaha kadar çocuklar nöbet tutuyor. Son yıllarda ürettiğimiz kömürü istediğimiz fiyatlara satamıyoruz. İthal kömürler nedeniyle bizim ürettiğimiz kömür istediğimiz fiyatta değil." diye konuştu.

Ürettikleri kömürün diğer kömürlere göre daha kaliteli olduğunu belirten Odun kömürü üreticisi 23 yaşındaki  Sinan Sabak  ise yıllardır odun kömürü ürettiğini ve yaptıkları işin çok tehlikeli olduğunu belirterek “Ormanlık alanlardan kesim yapıyoruz. Ardından kestiğimiz odunları bulunduğumuz alana getirerek burada ocak kuruyoruz. Ateşin içerisinde çalışıyoruz ve sabaha kadar nöbet tutuyoruz. Kasım ayına kadar çalışmalarımız her gün aynı zorluklarla devam ediyor.” dedi.

Kürtçe konuşan Melike Sabak (48) da 10 çocuğu olduğunu ve eşiyle ve çocuklarıyla sabah erkenden kalkarak işe koyulduklarını ardından çay, yemek, ekmek çamaşır yıkadığını anlatarak, çalışma koşullarının ağır olduğunu söyledi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER